UYKUSUZLUK (İNSOMNİ)
Uykusuzluk (İnsomni), genel bir tanımlama ile uykuyu başlatmada güçlük, yeterli süre ve fırsata rağmen uykunun süresinde, bütünlüğünde ve kalitesinde yetersizlik ve gün içi yaşamımızı etkileyen olumsuz sonuçlar ile karakterize yaygın bir yakınmadır. Uykusuzluk Bozukluğu; Kronik uykusuzluk, Kısa süreli uykusuzluk ve Diğer uykusuzluk bozukluğu olarak 3 kategoride sınıflanmaktadır. Çocuklar ve genç erişkinler için 20 dakikadan daha fazla sürede uykuya dalmak, uykusuzluk diyebilmek için anlamlı iken, orta yaş ve yaşlı yetişkinlerde bu süre 30 dakika olarak söylenebilir. En sık uyku yakınması olan uykusuzluğun, kısa süreli uykusuzluk olarak yaygınlığı %30-50 iken, kronik uykusuzluğun toplumdaki yaygınlığı %6-10 gibi yüksek oranlardadır. İleri yaş ve kadın cinsiyet uykusuzluk için ilk akla gelen risk faktörleridir. Tıbbi ya da nörolojik bozukluğu olan bireylerin %4-11’inde, psikiyatrik bozukluğu olan bireylerin ise %30-40’ında uykusuzluk bozukluğu ek tanısı bulunmaktadır. Bunlara ek olarak alkol/madde/kafein kullanımı, uyku hijyeni yetersizliği, heyecan ya da kaygıyı arttıran yaşam olayları, psikiyatrik bozukluklar, gündüz uykusu yapan ya da uyarıcı özelliği olan ilaçların kullanımı, ağrı varlığı, gebelik/menapoz dönemleri, obezite, gastroözofageal reflü, demir eksikliği, hipertansiyon, diyabet, parkinson hastalığı, kardiyovasküler/serebrovasküler hastalıklar, kronik akciğer hastalıkları, tiroid hastalıkları, huzursuz bacaklar sendromu, uyku ile ilişkili solunum bozuklukları da uykusuzluğa eşlik eden ve neden olabilen diğer durumlardır.
Uykusuzluk bozukluğu olan bireyler, gece uykuyu başlatma güçlüğü, sık uyanma ve uyku bölünmeleri, uyanınca tekrar uykuya geçmede zorluk, sabah planlanandan erken uyanma veya dinlendirici olmayan uykudan şikâyet ederler. Bu bireylerde yorgunluk, dikkat sorunları, motivasyon zorlukları, bellek işlevinde bozulmalar, olaylara aşırı tepkisellik ve gündüz uykululuğu sıklıkla görülür. Gün boyunca süren ve akşamları daha da artan uyku sorunları ile aşırı zihinsel uğraşı ve kaygılar bu bireylerde uykuyu daha da bozmaktadır. Uyumaya odaklanan bu koşullu uyarılmışlık hali bireyleri uyumak için bilinçli bir çabaya sokmaktadır. Oysa uyumak için bilişsel ve fizyolojik yönden sakinliğe gereksinim vardır.
Uykusuzluk bozukluğunun tanısı için polisomnografi ve beyin görüntüleme incelemeleri zorunlu olmamakla birlikte özellikle uykusuzluğa eşlik eden ve neden olabilen durumların saptanmasında faydalı olmaktadır. Ayrıca uykusuzluğun neden olabilen genel tıbbi durumdaki hastalıklara yönelik incelemelerde gerekli olabilmektedir.
Uykusuzluk bozukluğunda tedavisinde özgül bir yaklaşım bulunmadığından, hastaya ve hastanın uyku özelliklerine göre tedavi planlanmalıdır. Uykusuzluğu hazırlayan, başlatan, sürdüren faktörler, diğer uyku bozukluklarının varlığı, psikososyal, psikopatolojik ve genel tıbbi durum dikkatle ele alınmalıdır. Tedavide farmakolojik ve farmakolojik dışı yöntemler bu bireylerin nitel ve nicel yönden sağlıklı bir uykuya sahip olmalarında oldukça etkilidir. Farmakolojik tedavide, hipnotik etkisi olan benzodiyazepinler, benzodiyazepin reseptör agonistleri, antidepresanlar, antihistaminikler, antipsikotikler, melatonin ve melatonin reseptör agonistleri, oreksin reseptör agonistleri kullanılmaktadır. Farmakolojik dışı yöntemler ise, uyku hijyeni eğitimi, uyaran kontrol tedavileri, uyku kısıtlama tedavisi, gevşeme tedavisi, bilişsel terapi ve paradoksal niyetlenme yöntemlerinden oluşmaktadır.
Uyku Hijyeni İçin Öneriler
- Sabahları aynı saatte uyanılması
- Uyku gelmeden yatağa yatılmaması
- Yatma öncesi hazırlıkların belli bir düzende tamamlanması
- Gündüz ve akşam uyuklamalarının olmaması
- Gece uyunamadığında yatakta kalıp uyumak için zorlanmaması
- Özellikle akşamüzeri olmak üzere düzenli egzersiz yapılması
- Yatak odasının sadece uyumak ve cinsellik için kullanılması
- Yatak odasının ısı, ışık, ve ses yönünden uykuya uygun olması
- Uykuya yakın saatte (özellikle 2 saat öncesi dönemde) yemek yenilmemesi
- Uykudan önceki en az 6 saatte kafeinli, alkollü içecekler ve tütün kullanımından kaçınılması
Doç.Dr. Kadir DEMİRCİ
Psikiyatri Uzmanı