Korku, gerçek tehlike karşısında akılcı ve orantılı ise bir korunma yoludur. Korku bazı durumlarda kişinin kaçınmasını sağlayarak koruyucu işlev gösterirken, korkunun düzeyi attığında kişi paniğe kapılmakta ve tepkileri kontrolsüz olabilmektedir.
Havayolu istatistiklerine göre uçakla yolculuk yapan yolcuların %24’ü az veya çok uçuş korkusu belirtileri gösterirken, %10’u yoğun uçuş korkusu belirtisi göstermektedir.
Medyada yer alan uçak kazası, uçak arızası, uçak kaçırılma haberleri, filmler ve belgeseller kişilerdeki uçuş korkusunu pekiştirici etki yapmaktadır. Oysa uçak yolculuğunun konforuna ve güvenliğine ilişkin bir haberi ya da bilgiyi neredeyse hiç görmemişizdir.
Uçuş korkusunu yenmenin ilk adımı havacılık konusunda bilgili olmaktır.
Havacılıkta uçuş güvenliğine ilişkin kontrollerin defalarca yapıldığını, güvenliğe ilişkin hiçbir masraftan kaçınılmadığını, en ufak bir şüphede dahi tüm dünyada uçuşa izin verilmeyeceğini, uçakların hepsinin herhangi bir olumsuzluğa karşı personel de dahil olmak üzere yedek sistemlerinin olduğunu bilmeliyiz. Her araba yolculuğumuz öncesi defalarca teknisyen kontrolünün ve yedek şoför olmadığını da unutmamalıyız.
İstatistiklere göre kara yolunda kaza ihtimali hava yoluna göre 266 kat fazladır.
1 yıllık sürede havayolu ile seyahat eden kişi sayısı 3 milyar iken, uçak kazası ile ölen kişi sayısı 1 yıl içinde arı sokmasına bağlı ölenlerin sayısından daha azdır.
Eğer kişinin uçak korkusu, sürekli ve aşırı ise, uçakla karşılaşma ihtimalinde dahi yoğun bir sıkıntı yaşıyorsa, aşırı korkuyor, binemiyor, binmesi gerektiğinde ise kaçınıyor ya da büyük sıkıntı ile yolculuk yapıyorsa kişide uçak fobisi olduğu düşünülür.
Uçak fobisi tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Kapsamlı ruhsal değerlendirme ile fobinin nedenine, doğasına ve şiddetine göre psikoterapi teknikleri ve ilaç tedavileri ile oldukça başarılı sonuçlar elde edilmektedir.