Bir çok insan, hayatında hep mutlu olmak ister. Mutluluğu yakalayabilmek için de farklı şeyler yapar. Bazılarımız deniz kenarında güzel bir yemek yediğinde mutlu olurken, bazılarımız da güzel bir işi yapınca mutlu olur.
ABD’deki Kaliforniya ile Kuzey Karolina Üniversitelerinin işbirliğinde yapılan bir araştırmanın sonucuna göre; güzel bir pasta yemek, harika bir tatil yapmak, güzel elbiseler giymek ya da süper bir arabaya binmek insanları sadece o an için mutlu ediyor. Bilim adamları bu hissi, mutluluk değil, “anlık tatmin” olarak yorumluyor.
Aç bir kimseye yardım etmek, ihtiyacı olana yardımda bulunmak ise; uzun vadede ruhumuz ve bedenimiz üzerinde son derece pozitif bir etkiye sahip. Nasıl mı?
Kaliforniya Üniversitesi’ndeki araştırma ekibinin lideri Barbara L. Fredrickson, elde ettikleri sonucu şöyle açıklıyor: “Günlük aktiviteler kısa süreli hazlar verse de; uzun vadede negatif fiziksel sonuçlar doğuruyor. Hücresel düzeyde bakarsak, vücudumuzun tepki verdiği tek bir mutluluk türü var; o da bir amaç uğruna yaşamak ve o amaca bağlı olmak”
Araştırmanın sonucuna göre, manen doyurucu işlerle meşgulseniz, ne sizin ne de hücrelerinizin mutsuz olması imkansız… Ancak, tek arzunuz güzel bir yemek, lüks bir ev, pahalı bir tatilse, kendinizi mutluymuş gibi hissedeceğiniz anlar yalnızca yemeğinizi yerken, evinizi satın alırken ve tatildeyken geçirdiğiniz anlarınızla sınırlı kalacaktır. Yemek ve tatil bittikten sonra ise; bu “tatmin bulma” hissi ortadan kalkmış olacağından, bıkkınlık ve sıkılma başlayacak; depresyon ve stres ortaya çıkacaktır.
Görünen o ki, hayatlarında “uzun vadede” mutluluğu yakalamak isteyen ve sağlıklı bir yaşam sürmek isteyenler için mutluluğun anahtarı, “anı yakalamak”da değil; gerçek bir amaç uğruna yaşamakta saklı.